Bu güne kadar adam olamadıysan,
Adam olma ihtimalin var mı ona bakmalısın.
O ihtimalide kendinde bulamadıysan; Aç kulağını dinle beni;
Duvarda asılı diploman, işgal ettiğin koltuk, kabarık duran cüzdanın seni tek başına adam etmeye yetmez. Firavunun kudreti, karunun serveti, hamanın makamı, şeytanın ilmi, Ebu leheb’in soyu seni aldatmasın. Kevser’i aç oku. Duvarı diplomasız, cüzdanı meteliksiz, başını koyacak yastığı olmayanlardan başlara baş, yusuf çıkabilir, sen hazır ol azizim.
Ne o! sendeki bu değişim?
Halka tepeden bakarak kibirli olmana, söylenenleri kulak ardı yapmana, maiyetine trip yapmana, burnunun ucunu görmemene seni iten nedir?
Söyle! yoksa hormonların mı bozuldu?
Ateşin yanında durursan dumanından etkileneceğini, körle yatarsan şaşı kalkabileceğini, kötü arkadaşın sana zarar verebileceğini bilmiyor da değilsin. Zenginin buyur demesini baş tacı etmene, fukaranın çayına bahaneler bulmana, mazlumun başını okşamana, bir güler yüzü, gül benizli kullardan esirgemene sebep ne?
Mayınlardan mı geçiyorsun? Bırak, ay ışığı yana dursun, sen ayın keyfini çıkarmana bak, çırası ondan, gaz yağı ondan sana ne. En iyisi mi sen kalk! Bir mazlumun başını okşa, gözlerdeki yaşa, kan dolmuş göze ışık ol. Kanayan yaraya merhem, hakka dayan zalime set ol.
Kendini âlemlere rahmet sanma! Kime ne faydan var? Ona bak.
Unutma!
Aldırmaz rüzgâr; fırtına olur, bulutları aşılar, yağmur olur, düşer toprağa damla damla gözyaşı olur.
Aldırmaz damla; düşer toprağa, toprağın kara bağrında; Nebatat zihayat olur. Senin aldırman kimin umurunda olur azizim.
Sıkıştın mı? Ya Allah bismillah derken, sıvışmaya göz kırpmıyorsan oradan,
Korkma!
Düşün, taşın kendine çeki düzen ver.
Sonra;
Kibiri doğuran, Zokayı yutan, fırın küreği kadar olan dilini dibine çeken sen olursun.
***
Mehmet Akif Can