Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi (KİÜ) tarafından, 12 Şubat Kurtuluş Haftası etkinlikleri kapsamında “Kurtuluş Savaşı’nda Maraş Milli Mücadelesinin Önemi” konulu konferans düzenlendi.
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen program, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, KİÜ Rektörü Prof. Dr. Sami Özgül, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can, KİÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adnan Küçükönder ve Prof. Dr. Nuri Kahveci, Fakülte Dekanları, Daire Başkanları, akademik ve idari personelin katılımıyla gerçekleştirildi.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta, Rektörlük Ortak Dersler Bölümü Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Elemanlarından Öğr. Gör. Dr. İpek Taşdemir tarafından şiir dinletisinde bulunuldu. Ardından, Rektörlük Ortak Dersler Bölümü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Öğretim Elemanlarından Öğr. Gör. Dr. Fatih Yavuz tarafından Maraş Milli Mücadelesinin Kurtuluş Savaşı’ndaki rolü ve önemi anlatıldı.
Maraş’ın, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, önce İngilizler, daha sonra da Fransızlar tarafından işgal edildiğini kaydeden Yavuz, Sivas’taki Temsil Heyeti ile yapılan görüşmeler sonunda teşkilatlanma çalışmalarına başlandığını belirtti. Maraş ve bölgesinin askeri açıdan Üçüncü Kolordu’ya, idari açıdan da Sivas’a bağlandığını dile getiren Yavuz, Maraş Milli Mücadelesinin süreçlerini kronolojik olarak ele alarak, şöyle konuştu:
“Kasım 1919’da Maraş’ta başlayan bu direniş Maraş Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulmasıyla daha teşkilatlı bir hale gelmiştir. Böylece liderleri Aslan Bey, Kurtoğlu Salim Bey ve Kılıç Ali Bey olan Maraş Kuvayı Milliyesi, silahlı direniş için gerekli hazırlıklara başlamıştır. Bu arada Ocak 1920’de Maraş’taki asker mevcudunu arttıran ve burada kalıcı olabilmek için kuvvetlerini sürekli takviye eden Fransızlar, halkın kabul edemeyeceği olumsuz hareketlere başvurmaktan da geri durmamışlardır. İşgal kuvvetlerinin başındaki Fransız General, 15 Aralık 1919 günü Maraş’ta şehrin ileri gelenleri ile bir toplantı tertip etti. Ancak Türklerin kabul edemeyeceği talepler yüzünden bu toplantıdan bir sonuç çıkmadı. Akabinde Fransızların şehre ek destek sevk etmesiyle Ermenilerin bazı camilere saldırması aynı anda gelişti. Fransızlarla yapılan çetin çatışmalar 21 Aralık 1919’da başladı ve Maraş civarında yaklaşık bir ay sürdü.
Fransızlar, şehrin hâkim noktalarına yerleşmişlerdi. Bu, önceden Maraş’ta bulunan Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere misyoner örgütlerine ait okul, hastane gibi binalar olması sebebiyle çok kolay olmuştu. Maraş’ta Ermenilerle Müslümanlar genel olarak karışık bir şekilde bir arada oturmaktaydılar. Ancak işgalden sonra Müslüman mahallelerinde oturan Ermeniler, Hristiyan mahallelerine taşındı.
Bahsi geçen dönemde çatışmaların şiddeti sürekli artmış, muhtelif (Hatuniye, Çavuşlu, Ekmekçi ve Şekerdere) mahalleleri Ermeniler tarafından yakılmış, çatışmalar şehrin içinde ve giriş noktalarında tüm şiddetiyle devam etmiştir. Çatışmalar Fransızların şehri terk ettiği 11 Şubat 1920 tarihine kadar sürdü. Fransız ordusu, Maraş’ta tutunamayacaklarını anlayınca ağır silahlarını imha ederek 22 Ocak’ta başlayan ve yaklaşık 20 gün süren çatışmaların nihayetinde 11 Şubat 1920’de müttefikleri Ermenilere dahi bilgi vermeden Maraş’ı terk ettiler.”
“200 ŞEHİT, 500 YARALI VE HARABE BİR ŞEHİR”
Maraşlıların kahramanca direnişinin ardından kentin bağımsızlığına kavuştuğunu fakat Fransız ve Ermeni işgalcilerin kenti ateşe vererek harabeye çevirdiğine değinen Yavuz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Maraş savunmasında 15 Şubat 1920’de tespit edilen şehit sayısı 200, yaralı sayısı ise 500 civarında idi. Kayıplar çoğunlukla dom dom kurşunu da denilen ucu kesik mermiler sebebiyle olmuştu. Bu yaralıların tedavisini güçleştirmekteydi. Bu süreçte soğuk nedeniyle 1000 civarında Ermeni ile çoğu Senegalli 800 civarında Fransız askeri hayatını kaybetti. Maraş’ta çatışmalarda 1200 civarında Fransız askeri ölmüştür. Maraş’taki çarpışmalar neticesinde şehrin yarısı yanmış, üçte biri de top mermileri ile tahrip edilmişti. En büyük on mahalle tamamen yıkılmış, 8 cami, 10 kilise, 15 okul ve Maraş Kışlası yakılmıştı.
Maraş zaferi, İtilaf Devletleri’nin en güçlü üyelerinden olan Fransızlara karşı kazanılması ayrı bir önem taşımaktadır. Ayrıca daha Osmanlı Devleti ile barış antlaşmasını imzalamayan İtilaf Devletleri, Maraş’tan gelen Fransızların yenilgi haberi ile bütün planlarını değiştirmek zorunda kalmışlardır. Maraş’ın kurtuluşu, Antep, Urfa ve Adana gibi Fransız işgali altındaki komşu bölgelerin de kurtuluş için umutlanmasına ve cesaretlenmesine vesile olmuştur. Ayrıca Ermenilerin “Kilikya Ermeni Devleti” kurma hayalleri de Maraş’ın kurtuluşu ile tamamen yok olmuştur. Maraş’ın kurtuluşunu bir telgrafla kutlayan Mustafa Kemal Paşa, bu telgrafta Maraş’ı “Kahraman” sıfatı ile birlikte kullanmak suretiyle onurlandıran ilk kişi oldu. Maraş şehri, 5 Nisan 1925 tarihinde, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilerek onurlandırılmıştır. Ayrıca TBMM, 7 Şubat 1973 tarihinde aldığı 1657 numaralı kararla şehrin adını “Kahramanmaraş” olarak değiştirmiştir.”
Konferansın sonunda KİÜ Rektörü Prof. Dr. Özgül tarafından, Öğr. Gör. Dr. Fatih Yavuz’a çiçek takdiminde bulunuldu.