İstatistiklere göre nüfusumuzun yarıdan biraz fazlası erkekmiş!

    Bu veri sadece cinsiyete göre belirlenmiş bir sonuç. Peki, kadınların arasındaki erkek Fatmaları, hanım beyleri ya da erkeklerin arasındaki kadın kılıklıları hangi kategoride değerlendireceğiz. Günümüzde onlarca tür erkek tipi ve onu aratmaz kadın türleri vardır ki…!!

  Toplumda cinsiyet eşitliği safsatasını da dikkate alacak olursak işin işinden hiç çıkamayız. En iyisi o konuyu hiç karıştırmayalım. Onu başka bir bahara bırakalım isterseniz.

   Adam kelimesinin aslının Âdem den geldiği kesin. Lakin anlatmaya çalıştığımız Adamın tarifini yapmak hiç de öyle kolay değil gibi.

   Adam olmak la alakalı olarak o kadar çok söyleyecek söz var ki, ne söylesek yetersiz kalıyor. Adam kelimesi çok anlamlı ve derin bir kelimedir. Toplumda herkes bu kelimeyi her gün defalarca kullanır ama anlamını sorsan çok farklı cevaplar alırsın.

 Adam olmak, adam değil, adamsın, adam değilsin, adamın dibisin, okumuş ama adam olamamış, adamlık yapmak, adamına göre muamele, onun(onların) adamı, adamı var, adam ol canımı ye, adamlıktan çıkmak vb daha birçok kavramlar.

   Günlük hayatta anne ve babaların en büyük hayalleri çocuklarının “okuyup adam olmasıdır.” Aslında oku adam ol derken neyi kastettiklerini kendileri de bilmemektedir. Bazıları adam olmayı iş-aş-eş sahibi olarak başkalarına muhtaç olmamak olarak görmektedirler.

   Elbette bazı ailelerin çocukları için okuyup adam olmaktan kastı, doktor, avukat, mühendis, milletvekili, vali, kaymakam, başbakan olmak değildir.

    Atadan dededen gelen bir gelenekle adam olmanın çok iyi olduğunu bilseler de, anlamını sorduğunuzda çok klasik cevap alabilirsin. Aslında bazı aileler ne istediklerini kendileri de bilmezler ve çocuklarına da net olarak ifade edemezler. Maalesef buda sonuca olumsuz yansır. Yani çocuk tüm telkinlere rağmen bir türlü “ADAM “ olamaz nedense. Çünkü önlerinde örnek yoktur ve ona o telkinde bulunanların çoğu da adamlığın sıfatlarına haiz değillerdir.

  Peki, adam olmak sadece erkekler için mi kullanılır, yoksa kadınlar arasında da adam olanlar varmıdır.

  Bunun cevabı, insan önce adam olmalı, benzetmesinden her iki tarafında adam olması gerektiği şartından anlayabiliriz..Buna göre erkek önce adam olmalı, kadın ise önce hanım olmalı diyebiliriz. Daha sonrada adam gibi adam ve hanım gibi hanım olması en ideal olanıdır.

  Ama toplumun kaçta kaçı adam gibi adam ve hanım gibi hanımdır. Onu da çevremize bakarak karar verebiliriz. Kendimize sormayalım çünkü herkesin kendi nefsi kendisini en ideal olarak gösterir ve buda kendimizi kandırmamıza neden olur. Adam olup olmadığımıza bırakalım biz değil başkaları cevap versin.

    Adamlığında çeşitli türleri var ama “adam gibi adam” ve “Müslüman dava adamı” kavramları üstünde bir tanımlama da yok.

  Erkek adam, Delikanlı adam, Yiğit adam, Cesur adam, Cömert adam vb kavramlar hem kulağa hem nefsimize çok hoş gelen kavramlardır. Ama “Adam gibi adam” kavramı başka bir onur ve şeref belirten bir kavramdır. Her ne hikmetse diğerlerini yer yer duyarız ama “adam gibi adam” kavramı çok az duyduğumuz bir kavramdır, ya da hiç duyamadığımız!

   ERKEKLİK;

   Cinsiyetle değil şahsiyetle, Karizmayla değil karakterle, Kürekle değil yürekle, Anı yaşamakla değil anılar bırakmakla, İstediğini yapmakla değil yapması ve yapılması gerekeni yapmakla, Sözünün hava cıva gibi uçucu değil sözünün senet olmasıyla,

Toplumda kim ne der değil Allah ne der diyenden oluyorsa,

Adam gibi Adam olmak; Nasıl olunuyor siz düşünün….

Hele birde “Dava Adamı” hatta “Müslüman dava adamı” olmak konusu var ya hiç sormayın.

“Dava adamı olmak için önce adam olmak gerekir, dava öğretilebilir ama adamlık asla”. (A.Türkeş)                            

  Önce insan, sonra adam yada hanım, sonra adam gibi adam ya da hanım gibi hanım, sonra İslam, sonra Müslüman, sonra Müslüman adam ya da hanım, sonra Müslüman adam gibi adam yada Müslüman hanım gibi hanım, Sonra Müslüman adam gibi adam yada Müslüman hanım gibi hanım dava adamı, her halde en doğru sıralama böyle olsa gerek. Çok zor değil mi. Hayır moralimiz bozulmasın ama hiçte zor değil.

  “İman varsa İmkânda vardır”. Sadece yapmamız gereken İmanımızı yeniden kontrol etmektir ya da yeniden iman etmektir…

                                                                                       Selahattin SAYGINER