Türkiye’de edebiyatın en sağlam damarlarından biri olan Kahramanmaraş’ta Ökkeş’in Heybesi adlı bir e-dergi çıkmaya başladı.
Kahramanmaraş’ta doğan, buradan Türkiye’ye ve dünyaya uzanmak hedefiyle yayına başlayan www.okkesinheybesi.com adlı kültür edebiyat e-dergi Haziran-2020 ilk sayısıyla okurlarını selamladı.
Kadrosuna baktığımızda yazar/hikayeci Ahmet Şevki Şakalar, derginin editörlüğünü üstlenmiş. Şair İbrahim Kenger ve Mehmet Osmanoğlu şiirleriyle katılmış bu sayıya. Zekeriya Karapatlak, Ömer Faruk Aslantürk, Selami Özkan yazılarıyla bu sayıdaki diğer isimler. Mehmet Mustafa Marangoz da fotoğraflarıyla katkıda bulunmuş Ökkeş’in Heybesi’ne. Derginin yola çıkış heyecanı sohbeti de diyebileceğimiz “ İkinci Çayı Beklerken” adlı üçlü söyleşiyi Ömer Faruk Kenger, gerçekleştirmiş. Pandemi süreci de dahil zor süreçleri yola daha rahat devam edebilmek için de e-dergi formatında hazırlanmış dergi.
Dergiye ulaşmak ve ürün göndermek isteyenler, iletisim@okkesinheybesi.com adresinden ulaşılabilir.
Şimdi sizleri derginin “Heybeyi Açarken” adlı başlangıç yazısıyla baş başa bırakıyoruz:
Değerli Okur,
Soframızı kurduk, misafir bekliyoruz; beklentisiz gelecek, gönüldekilere razı olacak, kuru ekmeğe talim edecek ve soğanın acısına katlanmayı bilen okurların buluştuğu bir mekan olacak burası.
Ökkeş’in Heybesi, edebiyat, sanat ve kültürün sağlam damarlarından biri olan Kahramanmaraş’tan doğdu; ülkemizin dört tarafına ve dünyaya buradan ses verecek. Kağıdın samimiyetine ve matbaa kokusuna bağlılığımızı saklı tutarak e-dergi olarak meydanda olacağız. Çok değiliz üç beş kişiyiz ancak türkümüze eşlik edecek zamanda ve sözün kuşatıcılığında bize omuz verecek yeni isimlerle kalabalıklaşıp yürüyeceğiz. Öyle büyük laflarımız ve büyük iddialarımız yok; Türk şiirini yeniden kurmayacağız, Türk düşünce ve medeniyet felsefesini alt üst de etmeyeceğiz. Şiir, hikaye, deneme, film tahlili, söyleşiler ve size bir su molası verdirecek özgün fotoğraflarla mütevazı bir karşılamadır yapmak istediğimiz. Amacımız, ahir zamanın dayanılmaz konforuna bağdaş kurmuş okuru rahatsız etmek, insan/ev/sokak/şehir/dünya ve gökyüzünün altında dile gelmiş/gelecek her şeyi kendi sesimizle Ökkeş’in Heybesi’nde biriktirip sizlerle buluşturmaktır. Yeri gelmişken söyleyelim, e-dergimiz, mikro miliyetçilik yapıp sadece Maraş’ın ve Maraşlıların buluştuğu bir yer olmayacak; Asım ve Mehmet’lerin kapsama alanında yayılacak. Anadolu’da bir şehrin ulucami avlusunda abdest alan bir çocuğun perçeminden, eski bir medresenin taş duvarlarına sırtını dayamış üniversiteli bir delikanlıdan, çay tarlasında ömrünü ilmek ilmek işleyen Rizeli bir ananın ellerinden, vizelere çalışmayıp ısrarla şiir yazan bir genç kızın imgelerinden, insanımızı can evinden yakalayan bir film karesinden heyecan duyacak herkesten ve biz dünyalılara bir kalbi olduğunu hatırlatacak her şeyden bir parça sunmaya çalışmaktır düşüncemiz.
Bazen sizi sessiz bir sehrin yıkık bir köprüsü, hayatlı evlerin sokağına düşen naif bir mektup, kalp fırtınamızı anlatmayı deneyecek birkaç mısra, Bakırcılar Çarşısı’nda bir çekiç sesi, Acemli Camii’nde talim yapan hafız namzedi çocuklar, bazen de Müslüm Gürses felsefesiyle örülmüş “gönülden” iç konuşmalarımız sizi karşılayacak.
Buyrun. Heybemiz yamalı, soframız sadedir belki ancak yüzümüz güleç, heyecanımız diri, meyvemiz taze ve bahçedendir.