“MİRAÇ KANDİLİ, CAMİLERİMİZE TEKRAR DÖNMEYİ NASİP ETSİN”
Kahramanmaraş İl Müftüsü Celal Sürgeç, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Kandilimizin aleminin birlik, dirlik, güven ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine vesile olmasını, küresel bir musibete dönüşen bu hastalığı üzerimizden bir an evvel defedip dünyamızı tertemiz eylemesini ve camilerimize tekrar dönüp daha bir coşkuyla ve aşkla ibadetlerimizi eda etmemizi nasip eylesin” dedi.
Miraç Kandili dolayısıyla mesaj yayımlayan Kahramanmaraş İl Müftüsü Celal Sürgeç, Miraç’ın arınma ve Allah’a yükseliş olduğunu söyledi. Müftü Sürgeç mesajında şu ifadeleri kullandı, “21 Mart 2020 Cumartesini gününü Pazar gününe bağlayan gece, yani bugün mukaddes bir yolculuğun ve Peygamber Efendimizin bütün insanlığı temsilen Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabulünün ifadesi olan Miraç Kandilini idrak etmiş olacağız.
İsra ve Miraç; Peygamberimiz (SAS)’in önce Mescid-i Haram’ dan Mescid-i Aksa’ ya oradan da Yüce Mevla’ nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semaya kadar uzanan içerisinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran manevi bir yolculuktur.
Miraç, bir arınma ve Allah’ a yükseliştir. Allah’ a yükselmenin yolu heva ve heveslerinden, hırs ve intikam duygularından, öfke ve gazaptan, kibir ve gururdan vazgeçerek Rabb’imzin yolundan ayrılmamaktır . Bugün miracın yücelme ve yükselme anlamlarını dikkate alarak kişinin, toplumun ve bütün insanlığın maddi-manevi yükselişi üzerinde yeniden düşünmeliyiz.
Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) Miraç’ tan hediye olarak getirdiği Bakara suresinin son ayetlerinde Rabbimiz bizlere sorumluluklarımızı ve zaaflarımızı birlikte hatırlatmaktadır. Sorumluluk bir emanettir ve emaneti omuzlarında taşıyan bütün insanlar, her türlü kin ve öfkeden, haset ve fesattan, gurur ve kibirden uzak durarak bütün insanlara hatta bütün mahlûkata karşı mütevazı olmak zorundadır. Zira Efendimiz’ in (s.a.v) ifadesiyle tevazu yüceltir, kibir düşürür, gurur aldatır, haset bitirir. Nefsimizin zaafları bizi her türlü yüceliş ve yükselişten alıkoyar.
İslam Dininde Allah’ın kullarının birbirine üstünlüğü yoktur. Güç, kuvvet ve kudret yalnız ve yalnız Allah’ındır. Başımıza gelen her musibeti ve felaketi, bizler acaba Allah’ın gücüne gidecek bir hatamız mı oldu, bir gönül mü kırdık, diye kendi nefis muhasebemize vesile bilir ve son nefesimize kadar bu sorumluluk duygusuyla hareket ederiz.
Yeryüzünün bütün canlılarına olduğu gibi yaratılmışların en seçkini ve şereflisi olan insana hürmet etmeye, İnsanın ve bütün canlıların hukukunu korumaya mecburuz. Bizler hayatımızın her anında birbirimizin rakipleri değil yardımcıları ve şahitleriyiz. Dolayısıyla fert, cemiyet ve toplumsal düzeni korumakla görevli olan herkesin, hepimizin birbirimizin hukukunu koruması en mukaddes görevlerimizin başında gelir.
Bu kutsal gün ve geceler bizlere, bireysel ve toplumsal olarak iman, ibadet ve ahlak bakımından kendimizi yenileme, geleceğimizi Allah’ın rızası doğrultusunda planlama ve ümitlerimizi tazeleme fırsatları sunar. Bu fırsatları ganimet bilerek, günahlarımızdan temizlenmek için Rabbimize tövbe etmeli, rızasına uygun yaşayabilmek için O’ndan yardım istemeliyiz. Unutmayalım ki içtenlikle yapılan dua ve tövbe, kendimizi bulma ve bilmenin, bir başka deyişle bize “şah damarımızdan daha yakın olan” Yüce Yaratıcımızın huzuruna kabulün en güzel yollarından biridir.
Ayrıca İsra ve Miraç mucizelerinin gerçekleştiği mübarek bir mekan olarak da belirtilen Mescid-i Aksâ ve Kudüs Şehrinin İsrail’in işgalinden kurtulması da en büyük temennimizdir.
Âleminin birlik, dirlik, güven ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine vesile olmasını, küresel bir musibete dönüşen bu hastalığı üzerimizden bir an evvel defedip dünyamızı tertemiz eylemesini ve camilerimize tekrar dönüp daha bir coşkuyla ve aşkla ibadetlerimizi eda etmemizi nasip eylesin.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm Kahramanmaraşlı hemşerilerimizin Miraç Kandilini tebrik ediyor, bu gecede Yüce Allah’a açılan ellerin, yapılan dua ve yakarışların dergah-ı izzetinde makes bulmasını niyaz ediyorum.”